Alerjik hastalıklar erişkinlerden çocuklara her yaşta kişide çok sık olarak ortaya çıkmaktadır. Sözlük anlamı olarak Alerji, vücudumuzu koruyan bağışıklık sisteminin normalde zararlı olmayan birtakım maddelere aşırı yanıt vermesidir. Bu maddeler kişiden kişiye değişmektedir.
Örnek olarak; Egzemalı çocukların %20 sinde 3 yaşına kadar gelişecek olan çocukluk dönem allerjisinin % 80’e yakını allerjik bir yaşam sürmektedir.
Alerjilere ana etkili nörotransmitter İgE dediğimiz bir antikordur. İgE’nin kanda artışı bize alerji yönünden bilgi vermekte ve yol göstermektedir. Ana hücre ise Mast hücresidir. Alerjik maddeyle karşılaşıldığı anda Mast Hücresine iletilir ve Mast hücresinden histamin salınır. Histamin kaşıntı, hapşırma, yanma, yüzde dilde göz altlarında şişme gibi birçok fizyolojik sonuç ortaya çıkarır.
Çevremizde sıkça karşılaştığımız alerjik hastalıklar bulunmaktadır. Rinit, Konjuktivit , Dermatit, Astım ve aşırı uyarlılık reaksiyonları en fazla görülen alerjik durumlardır.
Teşhiste klinik muayene, deri testi, prick testi, ve en son olarak spesifik İgE ölçümü yapılabilinir.
Alerjileri klinik bilgilerime dayanarak şahsen 3’e ayırmaktayım.
1-) Akut Alerjiler: Bu durum anında şişme , yanma , kaşıntı oluşması durumudur. Saatler içinde gerçekleşip biter.
2-) Yarı Gecikmiş Alerjiler: 24 saatten sonra açığa çıkan ve egzema, aft, güneş alerjisi gibi durumları kapsamakta. Bu yarı gecikmiş alerji tanımına genelde süt, domates, patates gibi besinlerde neden olmakla beraber tanısı İgE ile değil İgG ile konulmakta.
3-) Gecikmiş Tip Alerjiler: 3 günden sonra hatta yıllarca sonra görülebilinir. Klinik bulgular çeşitlidir ve sıklıkla kadın nüfusta daha sık görülmektedir. Bu kişilerde Agızda AFT , Uyku problemleri ve Kabızlık ortak problem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ayrıca kötü kokulu gaz çıkarma genel şikayetleridir. Birçoğunun bağırsak florası bozuktur. Bu hastaları değerlendirirken birçok parametreyi sorgularız.
Risk faktörü olarak Sezaryen doğum, yetersiz ve kısa emzirilme, genetik yatkınlık, proteinlere erken başlanılması, ilaçlar (Kortizon, NSAİ, Antibiyotikler), Hormon ilaçları, Alkol sayılabilir.
Labaratuvar olarak tanısı ancak gıda intoleransı + LTT (lenfosit transformasyon testi) ile konulabilinir.
Genelde böyle hastalarda nedeni bulunamayan infertilite (kısırlık) görülebilmektedir. Vücutları genelde piramit şeklinde basenler genis üst ekstremite incedir. Salar güçsüz ve hipotansiyon( Düşük tansiyon) bulunmaktadır.
Bu hastalarda özellikle yapılması gereken ilk tedavi alerjiye neden olan durumu bulmak ve diyetinden ortamından uzaklaştırmaktır. Bunun için gerekli testlere yönlendirmek ve hastaya buna göre bir besin planlaması yapmaktır.
Bu noktadan sonra ozon ve kulak akupunkturu ile doğal kortizol yayılımını sağlayıp, akut histaminik desarjı
baskılamak ana amacımızdır. Burda seans sayısı belirsizdir. Hastaya göre seans sayısı belirlenir. Hasta kendini rahat hissettiği zaman ara verilip ayda bir booster olarak planlanıp yapılabilinir.
Ozonla Alerji Tedavisi ile ilgili bilgi almak için (0212)660 5660 veya (0541)967 3861 numaralarımızdan bize ulaşabilirsiniz.